Kırılan bir seramiği ya da chawanı tamir etmek sanıldığının aksine oldukça zor olabilmektedir. Tamir edildikten sonrasında ise eski görüntüyü yakalaması ve cezbediciliğini kaybetmesi ise işten bile değildir. Ancak Japonlar bu duruma bir çözüm sunmuşlardır ve adını da kintsukuroi sanatı koymuşlardır.
Bu öyle bir sanattır ki, chawanın kırıldıktan sonra dahi şık ve göz alıcı görünmesini sağlamaktadır. Kırılıp tamir edildikten sonra görsel açıdan bozulan ve artık değersizleşen chawanlarınız için kintsukuroi sanatını kesinlikle denemelisiniz.
Kintsugi ve Kintsukuroi
Kintsugi, altın ile birleştirme ya da diğer bir adıyla kinstsukuroi altın ile onarma sanatı… Yüzlerce yıldır süregelen bu Japon sanatının asıl amacı, kırılan seramiklerin onarılması, tekrar kullanılabilir hale getirilmesidir. Bu onarmayı altın, gümüş ya da platin tozlarıyla kaplamayla yaparak kırılan ve hasar gören chawanların, seramiklerin daha çekici bir hale getirmişlerdir.
Kırılan chawanları onarmak için kullanılan altın, platin ve gümüş tozlarını özel bir vernik ile sabitleyip estetik görünüme kavuşturmak mümkündür. Chawanlarınızın kırılmadan önce ve kırıldıktan sonraki görünümü arasında farkları gözlemleyecek, her iki durumdan da oldukça hoşnut kalacaksınız.
Seramik Onarımında Kintsukuroi Sanatı
Kırılan seramik eşyaların onarımında, seramik üzerinde oluşan ve kötü bir görüntüye sebep olan çatlakların giderilmesinde kintsugi sanatları kullanılmaktadır. Bu onarım ile chawanlarınız ya da sanatı icra ettiğiniz eşyanız farklı ve oldukça estetik bir görünüm kazanacaktır.
Hatta öyle ki kintsugi sanatıyla onarılan eşyalar önceki görünümlerinden daha estetik bir görünüm elde etmektedir.
Kintsukuroi Sanatı Tarihi
Kintsukuroi sanatının geçmişine baktığımızda 15. yüzyıla kadar uzandığını ve 500 yıldan daha eski bir tarihe sahip olduğunu açıkça görebiliriz. Wabi – sabi’nin “kusurlu güzellik” adlı Japon felsefesiyle doğrudan bir bağlantısı olan kintsukuroi sanatı sevilerek icra edilen bir sanat dalıdır.
Bunlardan ayrı olarak Japonların harcanan eşyalara duyduğu pişmanlığı ifade eden ve “mottainai” diye adlandırdıkları histen de esinlenilerek kintsugi sanatının doğduğu söylenebilir. Yüzyıllardır süregelen bu eski sanat, Japonya’daki uzman zanaatkarlarca canlı tutulmakta ve icra edilmektedir.
Kintsugi belli kalıpların dışına çıkarak, kendi zevkinize göre tasarlayabileceğiniz bir sanat dalıdır. Hatta öyle ki kintsugi sanatını icra edebilmek adına kendi seramiklerinizi, chawanlarınızı hususi olarak kırmak isteyeceksiniz… 🙂
Kintsukuroi’ye tesadüfen rastlamıştım. Bu gün de, facebook gruplarından birinde ,tabağı kırılan bir hanımın onlarla ne yapabileceğini sorup, fikir istemesi üzerine çoğu, uğursuzluktur, nazar çıkmış , mikrop barındırır, evde tutmamak lazım gibi bir sürü lafın arkasında kesinlikle atmayı önermişlerdi. Ben de bu sayfanın linkini verdim, umarım faydalanmayı bilir. Tabiki altınla birleştirmek biraz ya da bu işde altını kullanmak hem teknik olarak hem de maddi bakımdan zor. Ancak ince belirgin bir şekilde yapıştırıp üzerini varakla kaplamak pekala mümkün. Yani biraz kişisel gayretle japonların “kintsukuroi sanatçısı” olamayız ama bu sanatı ilham verici olarak kullanmak çok mümkün, mutlaka değerlendiren çok kişi olacak ve değerli kırık eşyalarını birer süs objesine çevireceklerdir.????
Olağanüstü güzel bir sanat olmuş
Kintsugi, Japonların kırılan eşyaları altın tozu kullanarak tamir ettiği bir sanat. Kırılan bir eşyayı, “kusurlu” olarak görmektense, altın tozu ile yeniden yapıştırıyorlar. Fakat bunu yaparken, hiç kırılmamış görünümü vermek yerine, kırıkları, çatlakları, altın kullanarak, görünür bir şekilde birleştiriyorlar ve ortaya aslında yine aynı işlevi görebilen, yenilenmiş bir eşya çıkıyor. Kırılan eşya değersizleşeceğine, kusurlarından dolayı, kusurlarıyla birlikte değerleniyor. Bu sanat, Wabi Sabi denilen Japon felsefesine dayanıyor. Wabi Sabi’ye göre, dünya üzerindeki hiçbir şey baki değil, hiçbir şey mükemmel değil ve hiçbir şey tamamlanmış değil. Tıpkı biz insanlar gibi.
Hepimiz farklı farklı zamanlarda, farklı farklı yerlerden kırıldık. Kim bilir ne çok kusur barındırıyoruz içimizde… Saklamaya çalıştığımız kusurlarımız aslında bizi biricik kılan. Her birimiz farklı yerlerden çatlamışız, tıpkı o Japon kâseleri gibi. Ama onları örtüp tamamen kusursuz gibi göstermek değil aslolan.. Tam aksine her biri bizi büyüten birer hazine değerinde olan o çatlaklarımızı göstere göstere yürümeye devam etmek yolumuzda…(Derya Yazgan)’ın konuyla ilgili yazısını paylaşmak istedim…